24 Ocak 2014 Cuma

İLK ARABADAN GÜNÜMÜZE

Arabanın İcadı
Arabanın icadı tekerlekle hayvan gücünün birleştirilmesi düşüncesinden doğmuştur. Bu bakımdan, ilk arabanın Orta Asya’da kullanıldığı anlaşılır. Çünkü, tekerlek çok eskiden beri, yün eğiren insanlarca bilinmekle beraber, hayvanlar ilk defa olarak Orta Asya’da evcilleştirilmişti. Sonra, insanlar eşyaları hayvanların sırtlarına vurup taşımaktan, hayvanların iki yanlarından arkaya doğru iki sırık uzatıp, bunların arasına gerdikleri postlar üzerinde yerde sürüklemenin daha kolay olduğunu gördüler. Zamanla bu iki sopanın altına bir eksen etrafında dönen iki tekerlek koydular. Böylece, arabanın en ilkel şekli bulunmuş oldu.
Yalnız, tekerlekler arkada olduğu için hayvanlara büyük zorluk veriyordu; üstelik, koşum takımları, çok ilkel olduğundan hayvanların boğazından geçen ipler nefeslerini kesiyordu. Bu bakımdan, ilk arabalar pek kullanışlı değildi. Daha çok öküzlerin çektiği bu arabalar tarım alanında işe yarıyor, savaş alanında büyük bir fayda sağlamıyordu. Ancak, tekerlekleri ortada olan, hafif yapılı arabalar yapıldıktan, bunlara da öküz yerine at koşulduktan sonra araba her bakımdan işe yarar bir taşıt haline geldi.
At, M.Ö. 3000 yıllarında Orta Asya’da evcilleştirilmişti. Orta ve Doğu Asya’da ilk arabalar M.Ö. 2500 yıllarında kullanılmıştır. Hafif savaş arabaları ise M.Ö. 2000 yıllarında Batı Asya’da görülmüştür.

Eski Türkler ve Araba
Eski Çin kaynaklarına göre atlı arabalar M.Ö. 2000 yıllarında Türkler tarafından çoklukla kullanılmaktaydı. Savaş arabaları ise Kuzey Çin'e ancak M.Ö. 1450 yılında gelebilmiştir.
Ortaçağ’dan itibaren Orta ve Doğu Asya’da arabanın savaş alanındaki önemini kaybettiğini görürüz. Çünkü Türkler arabayı eşya taşımak veya oturmak için kullanırlar, savaşlara atlarının üzerinde giderlerdi. O tarihlerde Çin’de beyliklerin kuvvetleri ellerindeki araba sayılarıyla ölçülür hale gelmişti.
Küçük Asya’da ise araba M.Ö. 3000 yıllarından beri biliniyordu. Eski Yunan ve Roma’da arabanın büyük önemi vardı. İnsan ve eşya taşımak için kullanılan arabalardan başka sırf yarışlarda binilen özel arabalar da vardı.
Ağır yük taşıyabilecek kudretteki arabaların ancak Ortaçağ’da yapıldığını görüyoruz. Koşulan hayvanların sayısı ne kadar fazla olursa olsun, koşum biçimi değişmedikten sonra büyük bir fayda sağlamıyordu. Hayvana daha kolay çekiş sağlayan, boğazı üzerine değil de, omuzları üzerine dayanan koşumların yapılmasından sonra araba alanında büyük yenilikler oldu. Bu da ancak XII. yüzyılda mümkün olabildi. Gerek kısa mesafeler, gerek şehirler arası yolculuklar için değişik biçimlerde arabalar yapılmaya başlandı. Bilhassa «posta arabaları» denilen, bugünkü otobüslere benze
yen, birkaç çift atın çektiği arabalar uzun yolculukları kolaylaştırdı.
Osmanlılarda Araba
Türkiye’de Tanzimat Devrine kadar padişahtan başka sadece Şeyhülislamlara ve kazaskerlere arabaya binmek hakkı tanınmıştı. Yüksek memurlar derecelerine göre ata veya eşeğe binerlerdi. Halk ise yaya gidip gelmek zorundaydı. Şayet arabaya bir kadın binecek olsa sürücünün arabayı yerden kullanması gerekirdi. Ancak Tanzimat'ın ilanından sonradır ki İstanbul’da ve diğer büyük şehirlerde özel veya kira taşıtı olarak arabalar kullanılmaya başlandı. Evli olsalar dahi bir erkekle kadının aynı arabaya binmeleri İkinci Meşrutiyet’in ilanına kadar yasaktı.
Türkiye’de kullanılan belli başlı araba çeşitleri şunlardır: Kağnı, talika, yaylı, payton, kupa, yük arabası ve sepetli binek arabası. Avrupa’da kullanılan arabalar içinde en önemlileri «break», «lando», «tilbury», vs. gibi olanlarıdır. Bir yarış atı koşulmuş, üzerine sadece sürücünün oturabileceği küçüklükteki hafif, özel yarış arabalarına da «sulky» adı verilir.


Savaş Arabası
Savaş arabasının ilk defa Mısırlılarla Mitanniler arasında yapılan bir savaşta kullanıldığı bilinmektedir. Mitanni kralı savaşın kendi aleyhine döndüğünü görünce Mısır savaş arabalarına koşulan aygırların önüne bir kısrak salıvererek düşman ordusunda bir karışıklık çıkartmıştı. Asurlular’ın iki tekerlekli, Sümerliler’in de dört tekerlekli savaş arabaları vardı. Sümerliler’inki yaban eşeklerinin çektiği bir sandıktan ibaretti. Etiler’in ordusunda arabanın önemli yeri vardı. Arabalarda biri savaşçı, biri sürücü, biri de elindeki kalkanıyla koruyucu olmak üzere, üç asker bulunurdu. Savaşlarda savaş arabaları bugünkü tankların vazifesini görürdü.



KAYNAKÇA: http://www.nkfu.com/arabanin-icadi-gecmisten-gunumuze-arabalar/




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder